1 Şubat 2011 Salı

Türk insanının yere tükürme potansiyeli








Türkiye' de havaların soğumasıyla birlikte gerek Ankara' da gerekse İstanbul' un nemli soğuk havasında insanlar hasta olmaya başlarlar.Bazen halk arasında "göğüsüm dolu dolu çok fena öksürüyorum" diye konuşulur hatta.Bu hasta kişilikler öksürünce ardından Türk insanının kaçınılmaz genetiği "yere tükürme" fonksiyonu devreye girer.Bence bilim hala yavaş, hala ilerleyemedi çünkü bizim insanımızın bu "öksürük sonrası tükürme ihtiyacı" genini söküp atamadı bilim insanları.Yok arkadaş! Kansere çare bulmuşlar yok efendim insan klonlamışlar Aids' e kesin çözüm bulmuşlar bunlar benim için hiç.bir.şey. ifade etmiyor.Herneyse konumuza dönecek olursak ne diyorduk evet kış diyorduk hazin sonu hastalık diyorduk.Haa diyebilirsiniz ki yazın bu kardeşlerimiz tükürmüyorlar mı?tükürmez olurlar mı elbette, lakin bu tükürükler güneş ışığının yakıcı etkisiyle buharlaşıp atmosfere karışıyor böylece biz fark edemiyoruz.


Peki ya kışın ne oluyor?

Off yazmasam mı?

Tükürükler donuyor güzel kardeşlerim donuyor!
Siz hiç donan tükürük gördünüz mü? İstanbul' da yaşayanlar belki göremezler ama Ankara' nın kuru ayazında yerdeki her bir su birikintisi donar ve buna tükürük dahildir.Hal böyle olunca insan o tükürüklere basmamak için neredeyse sokakta yürürken bilumum çaçaça, salsa, tango, oryantel yapabilir.Yani Ankara' lılar kışın hiç dans kursuna gitme ihtiyacı hissetmezler...dikkat edin.
Tükürükler o kadar çoktur ve o kadar donmuşlardır ki "amaan boşver bas geç" diyen insanlar donan tükürükten dolayı ayağı kayıp yere kapaklanır.

Ya işte böyle pek değerli ve sevimli okuyucularım; tükürüğün doğası, gelişimi ve süre boyunca dönüşümünü kısaca anlattım bugünlük bu kadar.
Simq