31 Ocak 2011 Pazartesi

Allah seni inandırsın: twitter dili



Neredeyse son iki yıldır Türkiye'yi ve tüm dünyayı estiren, fenomene dönüşen adeta popüler kültür haline gelen Twitter' dan  bahsetmek istiyorum bugün.


Tarihçesini, nasıl bugünlere geldiğini Google' dan aratarak bulabilirsiniz ama benim asıl derdim Türkiye' de, Türk insanına nasıl entegre olduğu.Bende yaklaşık iki buçuk senedir twitter kullanıcısıyım.İlk başlarda saçma gelmişti sonra işi şakaya vurup dalga geçtim hatta espiri yeteneğim de gelişti diyebilirim.Yanlız beni benden alan bir ayrıntı var ki o çok fena!Türk insanına tespit yapma modasını getirmiş olması.Vay arkadaş! Meğer insanlar yıllardır hatta asırlardır Twitter' ı bekliyormuş da bilmiyormuşuz.Artık sokakta yürürken aklıma bir şey geldiğinde "hım bunu Twitter' a yazarım" diyorum.Daha çok insan gözlemlemeye başladım.Hatta bazen aklıma gelen şeyleri unutmamak için telefonuma not alır halde buluyorum kendimi.Dün arkadaşlarımla oturuyoruz birisi komik bir şey dedi hemen "bunu Twitter' a yazalım" dedik mesela.Peki bu kendimizi deşifre etmek mi yoksa "bakın ben nasıl da güzel cümleler kurabiliyorum, nasıl da zekiyim nasıl da kıvrak zekaya sahibim" mi demek istiyoruz? Bazı arkadaşlarım Twiter' da gerçekten iyi tespitler espiriler yapıyor ama bazıları cidden espiri yapıcam diye kıçlarını yırtıyorlar.Peki neden bu kadar tespit  yapma ihtiyacı içindeyiz?Niye böyle olduk biz arkadaş?Hem artık Twitter' da siyasi mesajlar da çok verilmeye başlandı.Bence tüm bunlar hep dediğim gibi Twitter' a girilen bir "tweet"i bir kişinin okuma ihtimali olduğu kadar 80 milyon kişinin de okuma ihtimalinin olması.Çünkü yazan kişi birilerine mesajın iletileceği kanaatinde.Bu sadece benim varsayımım tabii.Öte yandan '80 sonrası jenerasyonun baskıdan dolayı söyleyemedikleri şimdi şimdi çıkmaya başlıyor.Çok değişik bir jenerasyondur mesela "80 sonrası jenarasyonu". Konumuza dönecek olursak bu Twitter' a tespit yapma ihtiyacı ortaya bambaşka bir şey çıkardı; "twiter dili". Evet pek sevgili dostlarım nedir bu twitter dili? Böyle inceden sivri dilli, herşeyi ben bilirim havası taşıyan "vay arkadaş ne insanlar varmış" dedirten cinste, hafif alengirli ucu açık cilalanmamış laflar öbeği.Yabancılar daha çok "şu an şuradayım falan filan yapmaktayım" diye tweet girerken Türkiye'de kadın erkek ilişkisi üzerine yapılan tespitler, mevcut iktidarla ilgili tespitler vs. tutuluyor.Tweet sahibi mesela kadınsa kadınlarla ilgili ayrıntı mesajlar verebiliyor yada erkek arkadaşını çamura sokup çıkartıyor.Pek ilginç tabii.Bir de Twitter üzerinden birbirine sataşan tipler var o bambaşka bir konu tabii.Velhasılı kelam hepimiz pek sevdik beğendik Twitter' ı hatta yapılan tespitlerin ve espirilerin zeka düzeyini görünce tweet sahibini yeniden tanıdık belki sevdik belki de  "aman salak bu be"  deyip geçip gittik...






Şu "big brother" olayı aslında Twitter'da da var.Sadece sanal versiyonu.Takip ettiğiniz ünlünün ne yaptığını gözlemliyorsunuz.Çünkü insanlar başka insanların hareketlerini yaptıklarını izlemeye yakın bir doğaya sahiptir.Bu nedenle Türkiye' de ve dünyada "biri bizi gözetliyor" tarzı programlar fazlaca tutulmuştur.Haha sanırım yine tespit yaptım.Belki de yapmadım?




Hadi kendinize iyi bakın dışarı çıkmam gerekiyor şimdi. 


Simq

25 Ocak 2011 Salı

Baş Bağlama Sanatı



Selam!
Siz bu yazıyı okurken ben çok uzaklarda yani içerde abimin nişan fotoğraflarına bakıyor olacağım! evet evet abim nişanlandı! Kendi adıma söylemeliyim ki biraz ilginç bir ortam bu nişanlar düğünler vs. herkes bir kere baştan aşağıya birbirini süzüyor.Evet bende süzdüm ve şimdi rüküş kızları acımasızca eleştireceğim eheheh nasıl olsa bunu okumuyorlar;

1.Canım Türkiye'mde biz kızlar ve kadınlar neden renkli giyinmek yerine hep siyah giyinmeyi tercih ederiz düğün dernekte?
2.Biliyorum dantel modası var bende dantelli elbise giydim ve evet! Salonda hepimiz "dantellendik"
3.Kızlar kusura bakmayın makyaja dair en ufak bir fikriniz yok.Madem yok gidin bu işin uzmanına yaptırın.
4.Ülkemdeki kızlar gerçekten makyaj bilmiyor!
5.Kızlar hep aynı tarz topuz maşa fön vs.yaptırıyor biraz değişik olun be!
6.Platform topuk modası mı varmış ben anlamadım?
7.Herkes çok şıktı bazıları gerçekten harikaydı.
8.Gelin kızımız zarifti çok beğendim.
9.Abimin giderek başını bağlıyoruz diye babamın yanakları pembe pembeydi.
10.Ve final; en şık ben ve annemdi valla!!

Vee biterken; şunu demeliyim ki benim için ilginç bir deneyim oldu.

17 Ocak 2011 Pazartesi

yeşil çaylı makarna

Günaydın!
Yine ''Türk Sineması'' sınavından çıktım ve dikkat ettim ki ben hep Ali hocanın dersinden çıkınca bir şeyler yazma gereği duyuyorum.İlginç!

Dün arkadaşımdan çıkıp eve gittiğimde canım makarna yemek istedi.Ama gurme makarna gibi bir şey yapmak istedim çünkü birgün önce hamarat arkadaşım hastayım diye döktürdü, yemekler yaptı.Çok ama çok özendim.Makarnayı pişirdim sıra sosuna geldi..."yeşil çay olur aslında" dedim neyse  iğrreenç oldu allah belasını versin nefret ettim makarna familyasından.

"birgün elime bir kamera alıcam ve sürrealist filmler çekicem.Korkutucu olucak.Evet.Bokum gibi sanat filmi olucak"

Anlamıyorum arkadaş! "Bir Tuğra Kaftancıoğlu filmi" ni, "Tabutta Röveşata" filmini ve onun bunun filmini anlamıyorum! otur insan gibi film yap önce adam ol ya! 90'lı yıllarda çekilen ne olduğunu tanrının bile bilmediği kadın filmleri de nesi?Niye kastırıyorsunuz?

Herneyse...90'lı yıllar demişken aklıma mis gibi çiçek gibi 90'lar kıyafetleri geldi ahahaha ne güzel yıllardı ya...
90' lar candır.Nitekim '80 sonrası çocukluk yaşayan insanların Özal'la buluştuğu yıllardır.Bununla ilgili süpersonik bombastiko bir yazı yazıcam ama şimdi gitmem gerek "Medya Politikaları" sınavı için çalışmam lazım.

Hoşçakalın 90' lı yılların çocukları.

6 Ocak 2011 Perşembe

Wish You Were Here




Pink Floyd'u çok severim.Dinlerken hep ortaokul, lise, üniversite hayatım gözümün önüne gelir.Şarkılar bir takım anıları ve kişileri aklımıza getirmede çok işe yarıyor.Buna kokuda dahil...Evet herneyse...Pink Floyd' un Wish you were Here şarkısının sonunda bir rüzgar sesi duyulur.O rüzgar sesi bence şarkıdan daha da etkileyicidir.Her dinlediğimde mutlaka o rüzgar sesini de dinlerim.Sanki bir dua gibi yada sevgilinizin sesi gibi gelir.''ya işte onca şey yaptın deydi mi sanki'' der gibi olur o rüzgar sesi.Hep çok duygulanırım.Aklıma aslında onların hep akıllarında olduğum ama benden uzakta arkadaşlarım, ''keşke şimdi yanımda olsaydı'' dediğim insanlar gelir.Peki senin için insanlar bunları diyor mu?Deme ihtimalleri var mı?Hiç, biri içten olarak ''keşke burada olsaydın'' dedi mi sen de bunu duyup için burkuldu mu?Bu yazdıklarımı okuduğunu biliyorum.Ama inan bana kimse seni çok özlemiyor.Bu kıskançlıklar bu egolar hazmedememe duygularından dolayı kimse seni özlemiyor.Artık birilerinin birilerini özleme ihtimali olan insanlarla uğraşmaktan vazgeç...Benimle ortak hiç bir şeyin yok benimle laf yarıştırmaktan vazgeç...Seninle hiç arkadaş olmadım ben.Evine bir kere gelipde sabaha kadar muhabbet etmedim.Gördüğümde sadece selam verdim belki onu bile yapmadım.Benimle bile yarışıyorsun...Vay arkadaş!Seni hiç kimse özlememiş...özleseydi zaten böyle bir insan olmazdın...umarım birgün seni de özlerler...

Çok özlediğim, ''ne olursa olsun şimdi yanımda olsaydı keşke'' dediğim, ve biliyorum ki onlarında beni çok özledikleri arkadaşlarıma ithafen yazdım bu yazımı.Bakın insanlar ne basit şeylerle uğraşıyor.Kırmayalım hiç birbirimizi.Üzdüysek affedelim.Güzel anılarımızı, gülme krizine girdiğimiz saatleri aklımıza getirelim.Ben ne Ankara'da ne İstanbul'da ne de neredeyseniz orada değilim.Ama sizi hissediyor ve anlıyorum.Bana bu yazıyı yazdıran insanlara teşekkür ederim.Hayatıma iyi ki girdiniz; iyiki üzdünüz iyiki sevindirdiniz iyi ki ağlattınız,iyi ki sinirlendirdiniz beni.

Hepiniz ayrı ayrı anlam kattınız bana...


 aklımda çalan müzik; Pink Floyd-Wish You Were Here.